16 Aralık 2008 Salı

Gecerken kubikilina bakarim senin!

Sirketteki "cubicle" (biz "kubikil" diyelim, cunku cok "kil" bir olay ) yani kutu-ofisler arasinda dolasirken insanda baskalarinin ofisine bakma tiki olusuyor zaman icinde.. Ne de olsa kapi yok..Labirent gibi kubikillar arasinda yururken ister istemez insanin gozu kayiyor bir iki saniye de olsa.. Mesela erkek gorunumlu "lezzo" ablanin kubikilinda kiz arkadasiyla resmini gorup rahatliyorsun-evet lezzoymus, on yargili degilmisim diyorsun-- lezzo deyince aklina oralet geliyor, cocuklugunda soguk oraletin ne kadar guzel oldugunu hatirliyorsun (nedense buyukler bogazim agrimasin diye hep sicak oralet ismarlamaya calisirdi)...

Yilda bir eger sansliysan bolumdeki Fransiz kiz yere egilirken tam o anda dogru acidan geciyorsan kirmizi g-string'i oldugunu ogreniyorsun, gunun super geciyor...Onun katildigi toplantilar fantazi dunyasina donusuyor, o Fransiz aksaniyla konusurken sen Paris'e gidiyorsun, tabi toplantidan hic birsey anlamiyorsun...Sonra bunun ustune bir de o gun uzun deri cizmeleriyle gelmisse artik kisa devre yapabilirsin..

Ayni ortamda 2-3 sene calisinca tanimasan da artik hangi kubikilda kim var asagi yukari biliyorsun... Az once sekreter/administratif kisi oldugunu tahmin ettigim siyahi bir teyzenin ofisinin yanindan hizla gectim..Iki saniye icinde yaptigim gozlemlerimi kafamda toparlamam 10 dakika aldi.. Teyze muhendis degil kesinlikle, cunku genelde bizim muhendis tayfasinin ofisinin ozellikleri sunlardir:

  1. Bos ve tekduze, ya da terkedilmislik havasi
  2. Daginik ve pis (kahve bardaklari ve lekeleri, yapisma ozelligi bir sene once bitmis post-it'ler.bunun gibi ivir zivir..)
  3. Anti-ev ozelligi.. hali, cicek, resim, sehpa, koltuk gibi nesneler bulunmaz..

Iki senedir yanindan gecerken buyuk bir hazla icine baktigim bu ofise yaklasirken bugunun cok verimli olacagini hemen anladim.. Teyze ofisinin dolabinin uzerine bir Noel agaci dikmisti, taa tavana kadar erisiyordu boyu.. Plastik olan bu agac, ayni zamanda donme ozelligine de sahip! bitmedi ...ve 1 metre civarinda duyulabilecek duzeyde bir Noel muzigi de caliyor bu agac...Bu teyzenin bilimle/muhendislikle alakasi olmadigini daha iyi anlamaniz icin yukaridaki sablona hemen bakalim:

  1. Takriben 3 metrekarelik ofiste adim atacak yer yok, duvarlar resimlerle kapli..cicekler salkim sacak jungle gibi heryeri sarmis.
  2. Duzenli ve temiz, hani teyzeler "gun" yaparlar, ev temiz bekler ya, oyle iste.
  3. Burasi ofis degil, evinin bir odasi sanki: yerde kilim, sandalyesinin yaninda yuvarlak bir sehpa...sehpanin uzerinde yere kadara sarkan bir saten ortu.. uzerinde resim, cicek filan suslenmis..

Bir de teyzenin uzun "takma" tirnaklariyle klavyede "cikir cikir" birseyler yazdigini soyleyeyim de gozunuzun onunde 3 boyutlu hologram gibi donsun dursun... Butun bunlari 2 saniyede beynimin algilayip process ettigini dusunuce kendimle biraz gururlanmadim degil...Beni alip "drone" denilen casus ucagin altina baglayip dolastirsalar herhalde butun ulkenin cografi ve sosyal dokusunu kisa surede cikarabilirim..Oyle yuksek cozunurluklu son model kameralara hacet yok.

Bir baska yazida kubikil icinde otururken gecenlere bakma tiki uzerinde sohbet edecegiz, saglicakla kalin..

2 yorum:

M.S. Ozcan dedi ki...

Her ne kadar üniversitede (OU) çalışsam da bu kübikıl olayı burayı da ele geçirmiş durumda. Ufacık bir ofisim var ama onu bile bölüp iki kübikıl çıkrmışlar. Benim kübikıl yoldaşım da Hint'li bir eleman. Onun kübikıl'ı "boş ve tekdüze" sınıfının bir örneği. Ben tabii bunu bilmiyordum ve "birsey koymadığına göre galiba yakında gidici" diyerek onun işten ayrıldığı ve benim aradaki kübikıl oluşumunu Home depot'dan aldığım baltayla kıracağım günü hayal ediyordum. O gün gelmedi, galiba da geleyecek. Böylece böyle bir tarz (i.e. terkedilmiş kübikıl) olduğunu da anlamış oldum.

Biraz dedi ki...

bir de boyle terkedilmis kubikillarin huzunlu bir goruntusu vardir. Yazin eylul de terkedilmis siteler gibidir.